Tasarımcı çok düşünür, çok çizer çizgilerin arasından farklı olanı yakalamaya çalışır. Farklı düşünmek zorundadır. Tasarımcı bugün için tasarım yaparken; rakipleri, trendleri, kullanıcı ihtiyaçlarını düşünerek on yıllar sonrası için ise gözlem yapmalıdır. Bu gözlem, sadece çalışılan sektöre değil tüm endüstriyel sürecin irdelenmesine yönelik olmalıdır. Kullanıcının değişen yaşamını sorgulanmalı, teknolojinin hangi ülkelerin elinde olduğunu, üniversitelerdeki eğitim eğilimlerini, sokakta artık daha çok neyin satıldığını, politikayı, modayı, sinemayı, şiiri, sanatı ve sanatçıyı anlamalı bunu ürünlerine yansıtılmalıdır.
Tasarım, üretim değil yaşamı anlama biçimidir; hayattır. Yaptığımız tasarımı anlamlandırmalıyız. En çok hoşumuza giden şey başta iyi fikir üretmekse de tasarımda, sadece kendini mutlu etmek yetmiyor ürünün müşteriyle buluşması bizim için en önemli ve bizi mutlu eden şeydir. İşte bu sebepten ötürü bizler, tasarımcı olarak tasarımın sadece estetik algıdan ibaret olmadığının farkındayız. Tasarımın sanattan ayrıldığı nokta; tasarımcıların, eserlerinin ilk önce üretilebilirliğine sonrasında ise kullanılabilirliğine dair kaygılarının olmasıdır. Bunun yanında tasarımı ve estetik kaygıyı da göz ardı etmiyoruz. Üretim sınırlarımızı maksimum düzeyde kullanarak hatta kimi zaman üretimi zorlayarak, tasarımımızdan minimum ödün vererek; sürdürülebilir, üretilebilir, anlaşılabilir ve kullanılabilir ürünler üretiyor; kullanıcılarımızın banyolarına ve mutfaklarına estetik değerler katarken, onların hayatlarını kolaylaştırıyoruz.
Bugün, her şey görsel beğeniye dayalı, tüketici hep mutsuz ve her şeyi çabuk tüketiyoruz. Küçük alanlarda yaşayıp, daha çok alışveriş yapıyoruz, tek başımıza yaşayıp bireysel hayatlar sürüyoruz. Ama aldığımız her şeyin bize özel olmasını istiyoruz. Ortak kullanım alanlarında bireyselliği ön plana çıkarıp kullanıcıyı işin içine katmakta biz tasarımcılara düşüyor. Tabi bununla da bitmiyor...Bu toplumsal boyutun bir de ekolojik çalkantılarını yaşıyoruz ve bu sorumluluğu ürünlerimize adapte etmek durumundayız, buna zorunluyuz. Özellikle enerji kaynaklarının hızla tükendiği ve 30 - 40 yıl içinde petrolün biteceğinin söylendiği bir dönemde enerji tasarruflu ürünlerle fark yaratacağımıza inanıyoruz.